Antalya'da Alakır Nehri üzerinde yapımı planlanan hidroelektrik santrallerine (HES) karşı, canlıların yaşamını korumak için verilen mücadele kapsamında 1-3 Temmuz tarihleri arasında, yok edilmek istenen doğayı yerinde görmek için kamp düzenleniyor.
Kumluca İlçesi'nde Alakır Nehri üzerinde 4'ü tamamlanmış 4'ü de planlama aşamasında olan 8 HES projesine karşı yürütülen mücadelede Danıştay 14'üncü Dairesi, yerel mahkemenin bölgeyi 1'inci dereceden doğal SİT alanı ilan ederek korunmasına ilişkin kararını onadı. Ancak, Antalya Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun Danıştay kararını uygulamadığı Alakır Vadisi'nde, nehir üzerinde planlanan 4 HES projesi için Alakır Nehri Kardeşliği ve köylülerin mücadelesi sürüyor.
Hukuki mücadelenin yanı sıra çeşitli etkinliklerle HES'lere karşı mücadele yürüten Alakır Nehri Kardeşliği, 1-3 Temmuz tarihleri arasında neyin yok edilmek istendiğini yerinde görmek ve barışçıl koruma mücadelesinde yapılacakları konuşmak için doğa savunucularını buluşturuyor. Alakır'da kurulacak 3 günlük kampta katılımcılar çadır kuracak. Katılımcılara yapılan çağrıda, "Nefret, şiddet, önyargı, korkularınızı da bir bohçaya yerleştirip ateşe bırakın. Ateş onları temizler" denildi. Kamp duyurusunda Alakır Nehri'nde neler olduğu ve yaşanmaya devam edenler ise şöyle özetlendi:
"1 Mart 2009'da Alakır Nehri Kardeşliği sevgi, barış ve kardeşlik içinde, özgürlük ve yaşam mücadelesi verme gayesiyle yola çıktı. Alakır Vadisi 5 adet HES ile ağır yara aldı yıllar içinde. Yetmedi, yetmez. 2 adet daha HES yapılarak içindeki tüm canlılar ile birlikte tamamen yok edilmek isteniyor. Haziran 2014'te Danıştay tarafından onanan 'Alakır Vadisi'nin 1'inci Dereceden Doğal SİT Alanı' olarak koruma altına alınması kararı, ilgili kurum olan Antalya Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından halen uygulamaya konulmadı. Bu sırada geçtiğimiz mayısta yeni bir tür alabalık keşfedildi bu nehirde: Alakır Alası [Salmo Kottelati]. 'Madem ağaçları bu kadar seviyorsunuz gidin ormanda yaşayın' dedi Recep Bey. On yıl önce Tuğba Günal ve Birhan Erkutlu İstanbul'dan Alakır Vadisi'ne giderek kendilerine doğal bir yaşam kurdu. 2014'te Alakır Vadisi'ndeki canlıların yaşamını korumak adına yürütülen mücadelenin giderlerini karşılayabilmek ve müziğin şifasını direnişin ritmi ile buluşturmak için gönüllü sanatçılar tarafından oluşturulan Alakır'ın Sesi müzik albümlerinin dördüncüsü çıktı."